27 Ekim 2012 Cumartesi

Benim Nick'im Benim Kararım

Facebook'ta yeni açılan Acaba Gazetesi'nden Ece Mehmetoğlu sordu, ben de cevapladım efenim.
Şu adresten de gazete formatında okuyabilirsiniz. https://www.facebook.com/acabagazetesi

“Sosyal medya senin için var, benim için var, Ciguli için var. Cidden ya nerede bu Ciguli?”

1. Çoğu insan sizi “Twitter fenomeni” olarak tanıyor. Peki gerçek mesleğiniz nedir?

İktisat mezunu bir insanım ama mezun olduğum yıl cumhuriyet tarihimizin en büyük ekonomik krizlerinden birini yaşadığımız için bırakın işe girmeyi, iş başvurusu bile yapmaya gerek duymadım. Zaten benimle aynı fakülteden mezun olan arkadaşlarım 1-2 sene iş aradılar ve sonunda neredeyse asgari ücretle işe girebildiler. Ben maddi açıdan biraz daha şanslıydım. Çünkü Sakıp Sabancı'nın öz torunuydum. Dedem sağ olsun İstiklalSa diye bir marketler zinciri açtı, tut dedi zincirin ucundan; tuttum zengin oldum. Şaka bir yana şansım baba mesleğinden geliyor. Ailecek işlettiğimiz 30 senelik bir spor mağazamız var. O yüzden hiç işsiz kalmadım. Ticaret çok zevkli bir meslek herkese tavsiye ederim. Bu arada yazdığım bazı kısa hikayeleri dizilerin senaryo ekiplerine gönderdim. Kullandıkları hikayelerden telif aldım; bu da bana ek gelir sağladı. Şimdi ise tamamen kitap serüvenine odaklandım, artık hikayelerimi kitabım için yazıyorum.

2. Twitter’da çoğu kullanıcı nick kullanıyor, siz ise kendi isminizi kullanıyorsunuz. Bunun nedeni kendinize olan güveniniz mi?

Güvenle alakası yok. Dikkat ederseniz nick gibi bir adım var. Zannedersem benimle beraber en fazla 45-50 İstiklaliz koskoca ülkede. O yüzden başım belaya girerse nick, girmezse kendi adım. Nick kullanan arkadaşların da mantıklı bir açıklaması var. Sanırım nicki bir kalkan, bir sigorta olarak kullanıyor bu arkadaşlar. E içinde bulunduğumuz şartları göz önünde bulundurursak epey de haklılar.

3. Bir yazı yazıyorsunuz ve Enter’a bastığınız anda bunu binlerce insan okuyor. Bu nasıl bir sorumluluk?

Yok ben Tweetle kısmına basıyorum, Enter'a basınca bir alt satıra geçiyor imleç. Lütfen bunları iyice araştırıp hazırlayalım sorularımızı. Böyle hazırlıksız böyle altyapısız röportaj mı olur?! Neymiş efendim Enter'a basınca binlerce insan okuyormuş da bu nasıl sorumlulukmuş bak bak… Bi dakka ya hakikatten öyle bir durum var dimi? Başım ağrıyor yazsam 80 bin kişi okuyor evet, dur ya heyecanlandım, işin bu kısmı tamamen aklımdan çıkmıştı. Elim ayağım titriyor bak, şimdi Enter'a basınca bu röportajı kaç kişi okuyacak acep, rakam verin bana rakam!

4. Bazı Twitter yazarlarının yazacaklarını stoklayıp sonradan yazdığını biliyoruz. Peki siz de yazacaklarınızı stokluyor musunuz yoksa anlık mı yazıyorsunuz?

Ablacım patates mi bu stoklayalım? Aklımıza geldikçe yazıyoruz işte. Zaten gündemle ilgili şakalı tweet yazmayı seven bir insan olarak stoklu tweet yazmak çok mantıksız olur. Düşünsenize derbi maçla ilgili tweet yazacağım ama yayınlamayıp stokluyorum. 3 ay sonra birden "böyle penaltı mı olur yea, Burak kendini yere attı!" yazıyorum. Tefe koyarlar adamı, report for spam'da boğarlar adamı.

5. Kitap çıkarmaya nasıl karar verdiniz? Çocukluk hayaliniz miydi yoksa Twitter’da yazmaya başlayınca mı ortaya çıktı bu fikir?

Çocukken tek hayalim köfte, patates bir de çarpışan arabaydı. Zaten çocukken kitap yazmayı hayal edecek çocuğu getirin dünyanın başına koyun yönetsin, yok öyle vizyonlu bir çocuk. İlk gençlik hayalimdi diyelim. Üniversitedeyken hayal ederdim. Hatta bir ara kitabı kendim bastırayım da dedim. Bunun için siteler var. Ciddi ciddi düşündüm bir ara. Lakin sonra Twitter sayesinde kendiliğinden gelişti her şey. Allah razı olsun Twitter, ver elini öpeyim abi.

6. Sosyal medya insanları bir arada tutarken aslında biraz da yalnızlaştırmıyor mu ? Size göre sosyal medyanın iyi ve kötü yanları neler?

Çok sosyal bir insanı yalnızlaştırabilirken, ultra asosyal bir insanı da sosyalleştirebilir. Ben de çok sosyal bir insan değilimdir. Toplasan hepi topu 3-4 arkadaşım vardı. Twitter sayesinde bu rakam 7-8 oldu ki benim için rekor. Ver bir daha elini öpeyim Twitter, sen ne bereketli ne süper bir siteymişsin.

7. Peki sizce sosyal medya ne için var?

Sosyal medya insanların sesini daha çok duyurmak için var, bir bakıma geleneksel medyaya alternatif olmak için var. Senin için var, benim için var, Ciguli için var, cidden ya nerede bu Ciguli?

23 Ekim 2012 Salı

Röportaja Gel!

Röportajı yapan: Fırat Özdemir Neresi için yaptı: www.themagazinnews.com sitesi için. Niye yaptı:Valla bilmiyorum belki canı filan sıkılmıştır.


1)Merhabalar. Öncelikle kendinizden biraz bahseder misiniz?
Ben İstiklal Akarsu…evet..bu kadar.

2)Twitter’da fenomen olmanızı daha çok nerelere bağlıyorsunuz?
Fenomen olmamı Sosyal Medya adlı programa bağlıyorum, o program gitti çok takipçili bir tivitçiye Twitter Fenomeni dedi, deyiş o deyiş, fenomen aşağı, fenomen yukarı, naber fenomen, hayırdır fenomen, borç versene fenomen, saat kaç fenomen.


3)Sosyal Medya’da bu kadar popüler bir kişilik haline gelmeniz; kayıt olduğunuz zaman hiç aklınıza gelmiş miydi? Hedefleriniz var mıydı bu yönde?
Kayıt olurken bu kadar popüler olacağım hiç aklıma gelmedi, ama kayıt olduktan 3-4 dakika sonra hafif bi aklıma geldi. Böyle yaklaşık 5-10 dakika durdu bu aklımda, vay ben popüler mi olacağım, vay televizyonlara mı çıkacağım, vay popom mu kalkacak, vay anamı babamı arkadaşımı tanımayacak mıyım, hepsini geçtim artık bakkala veresiye yazdırmayacak mıyım diye bi 10 dakika filan düşündüm..sonra geçti. Kayıt olurken çok büyük hedeflerim vardı, ulan şu kayıt işlemi bitsin de gidip hemen üstümü başımı değiştireyim akşam halısaha maçım var demiştim.


4)Espiritüel bir kişiliğe sahip olduğunuzu biliyor bütün takipçileriniz. Bu kadar esprili olmayı neye veya nelere bağlıyorsunuz?
Çok iyi bir şey değil bu özellik, bak kaç soru oldu bi ciddi cevap veremedim, sıçarım ben böyle espritüel kişiliğe, bundan sonraki sorulara çok ciddi cevaplar vermek istiyorum. Yılların espritüel kişliğine elveda diyorum.


5)Eğer siz “Fenomenlik” kelimesini kendi cümleleriniz ile anlatmak isteseydiniz, nasıl anlatırdınız?
Çok takipçisi olan, şakalı, tespitli tivitler yazan, gündemle dalgasını geçen, arada sağa sola laf sokan, arada sağdan soldan laf yiyen, sonra sağa sola bi daha laf sokan, sonra sağdan soldan böyle taşlı sopalı geldiler abi, camı çerçeveyi indirdiler, yaktın beni fenomenlik, ben yazmadım kuzenim yazmış ulann!



6)“Bir Alex Değilim” kitabını yazma fikri nasıl ortaya çıktı?

Kendimi bildim bileli bir kitap yazmak istiyordum. Tahminen kendimi lise 2'den itibaren bildiğimi farz edersek epey bir süredir bu istek vardı içimde. Lise 2'den öncesini hiç sormayın karanlık bir dönem o dönem, sivilciler, hormonlar, libidolar bir savaş veriyor bünyede. Lise 2'den itibaren böyle küçük küçük hikayeler yazmaya başladım. Önce arkadaş çevresinde, sonra Facebook'ta akraba çevresinde paylaştım bu hikayeleri. Olumlu tepkiler geldi. Sonra blog açtım oraya yazdım. Sonra Twitter geldi, buradaki binlerce arkadaşla yeni hikayelerimi paylaştım. Sağolsunlar beğendiler, çok güzel tepkiler aldım. Kitap olayı da buradaki popülerlik sayesinde gerçekleşti diyebilirim.


7)Kitabınızın satışlarının oldukça iyi olduğu ortada. Bu satışların iyi olması, 2. Kitabın geleceği anlamına gelir mi?
Satışlar fena değil gibi, 7 ayda 4. baskı çıktı. İnşallah böyle gider. Bu satışların iyi olması 2. kitabın çıkacağı anlamına gelmiyor maalesef, satışlar o kadar yüksek ki direkt 4. kitabı yazmamı istediler, ben de şaşkınım. Bir de kahve kafa yapar mı diye merak ettim bu röportajı cevaplarken, iki bardak kahve içtim kayış gevşedi gibi sanki benim, hayırlısı olsun deyip bi sonraki soruya geçeyim.


8)Kitabınızın içeriği hakkında ufak bir bilgi paylaşımında bulunur musunuz?
Yaşadığım komik hikayeler diyelim. Hayatımın değişik zaman dilimlerinden hikayeler var. Yani ilkokuldan da hikaye var, şimdiki zamandan da. Bazı olayları olduğu gibi yazdım, bazılarının sonunu olmasını istediğim gibi değiştirdim. Sonuçta çok samimi bir kitap oldu, hatta o kadar samimi ki şımardı kitap. Arada el hareketi filan çekiyor şerefsiz. İlk iki baskı böyle naif, ağırbaşlı da 3. baskı hafif şımarık ama bu son çıkan 4. baskı tam bir artist, tam bir puşt. Eli ayağı durmuyor gerzeğin.

9)Sizce Sosyal Medya’nın günümüzdeki önemi ve değeri nedir? Anlatır mısınız biraz?
Konvensiyonel medyada(bak bak laflara bak konvensiyonel medyaymış, anlamından dahi emin olamadım açtım bi de google'dan baktım, tam bir çakalım) sesini duyuramayan bir çok insana ilaç oldu sosyal medya. Biliyorsunuz gazeteler kapılmış, köşeler tutulmuş, buralara girmek artık yetenekten ziyade torpil ve şans istiyor. Ayrıca geleneksel medya tam anlamıyla bağımsız değil, hadi kıvırmayalım hiç bağımsız değil. Sosyal Medya ise -şimdilik- bağımsız ve güdümsüz. O yüzden benim için çok değerli bir mecra bu, herkes de değerini bilsin diyorum, aslansın kaplansın sosyal medya diyerek bitiriyorum.


10)Hobileriniz nelerdir ve bir günde neler yaparsınız genel olarak?
Belki çok klasik olacak ama boş zamanlarımda oturuyorum, hobi olarak da arada kalkıp sağa sola bakıyorum.

11)Son olarak; bu güzel röpörtajı bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz. The Magazin News okurlarına ne söylemek istersiniz?
Oğlum sen soruları bana toptan yolladın ben de sırasıyla cevaplıyorum, nereden biliyorsun güzel bir röportaj olduğunu, belki sıçtım sıvadım ben. Yok la iyi oldu, güzel oldu, geleneksel medyanın aksine rahat rahat yazdım buraya, al sana sosyal medyanın bir farkı daha.