Maksimum 500 karakter yazılabiliyormuş bu giriş bölümüne. Gör de utan, duy da saklan Twitter, 500 diyor bak blogspot. Ne demek bu, he ne demek bu? Yaya yaya yazmak, eteğinde ne kadar taş varsa -ki etek ne alaka anlamamışımdır hala- dökebilmek demek bu. Ne oldu twitter zoruna mı gitti yavrum? Ama bir şeyin de farkına vardım, 500 karakter olunca yaymaktan toparlayamıyorum konuyu, mal gibi bir giriş yazısı oldu. Allah belanı versin lan blogspot, sen de yalanmışsın, sen de dolanmışsın.
12 Nisan 2017 Çarşamba
Kitapsızlık
Kartal'da, korsan orijinal ortaya karışık satan bir sokak kitapçısının önünden geçerken rafta Cemal Süreya'nın posterini gördüm. Poster ilgimi çekti, çünkü şairin soyadı "Süreyya" olarak yazılmıştı. Rafa doğru yöneldim. Dükkanın önüne sandalye atmış oturan kitapçı abi yerinden doğruldu, "buyrun içerde başka çeşitlerimiz de var" dedi. "Yok kitap almayacağım" dedim, posteri işaret edip "yalnız, Süreyya değil Süreya olacak soyadı" diye ekledim. Adam beni baştan aşağı süzüp "ne bileyim öyle yazmışlar işte, ben yazmadım" dedi. İlgisini çeker umuduyla "y" harfini iddiada kaybetmiş" dedim. Adam bana baktı güldü, sonra yanında oturan esnaf komşusuna baktı, güldüler, çok pis güldüler, derdini sikeyim der gibi güldüler. O an, soyadımdan üç dört harf alıp abilerin kafasına indirmek istedim. Yapamadım, "hayırlı işler abi" dedim, yürümeye devam ettim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)